28 Nisan 2014 Pazartesi

SON GÜNLERDE ...

Son günlerde, sanki etrafımdaki herkesi hızlı bir trene bindirmişim de, istasyonda onlara el sallıyor gibi hissediyorum... Hep bir gideni, bir de kalanı var bu hayatın...

Her zaman kendimi yazarak ya da davranışlarımla iyi ifade edebildiğimi düşünürdüm ama biliyorum ki; yazsam da, konuşsam da, hareket etsem de, ne yaparsam yapayım malesef karşımdakinin anlamak istediği kadarım, ötesi yok.
  Sabırla bekleyip, iyi niyetli, anlayışlı davranarak mutlu edebildiğim insan sayısı sanırım çok az. Kimseye yaranmak istemiyor, çünkü ne olursa olsun kimseye yaranamayacağının bilincinde insanoğlu yine de bir umut işte... Sadece yaptıklarına, emeğine, giden zamanına saygı duyulsun istiyor insan.
  Bu günlerde beni ufak bir teşekkürle, bir dakika arayıp, hal hatır sormakla, içten bir sarılmayla mutlu edecek insan sayısı o kadar çokken, malesef onlar kalbimi kırmayı, hevesimi kaçırmayı seçiyorlar. 
Hal böyleyken; sizce iyi niyetin, gel oturup anlaşalım diye ısrar etmenin bir faydası olur mu? 
   İnsanları arayan-soran, zor günlerinde ilgi gösteren, işleri düşünce işlerini halleden, kırılsan bile onlara bir şans daha veren biriyken; "Sen" diye başlayan suçlamalarını görünce gerçekten ışık görmüş tavşan gibi kalıyor, inciniyor, kırılıyor insan. 
   Çevremde, çevrenizde böyle düşünen kim varsa, boşverin sorun sizde değil, onlarda! Onların size saygı duymak istememelerinde, sizi hayatlarının neresine koyacaklarını bilememelerinde, işleri düşünce politik olup, işleri görülünce adınızı bile unutmalarında, sizi bırakın özlemeyi, merak dahi etmemelerinde sorun.
   İşte siz o kadar verici, alttan almaya çabalayan, emek veren insan tipiyken; karşılığında gördüğünüz ilgisizlik ve umursamazlık psikolojinizi bozacak, sizi gün gelecek delirtecek sonra sakince düşünmeye başladığınız anda, hevesiniz kırılmış olacak, araya sessizlikle giren zaman, sizi o insanlardan soğutacak, o insanların sizin için emek vermediğini gördükçe en çok siz soğuyacak, belki kinleneceksiniz bile...
    Sizi varlığıyla mutlu edemeyen insanlar, yokluğuyla üzer mi?
    Şarkı bile yazılmış; "yarın hatrımı sorsan ne olur, bugün hevesimi kırdın bir kere"...
    Araya çizgi çekip, gitmek istediğinizi söyleseniz bile size dur demeyen, çabalamayan insanlarla kalmakta ısrar etmeyin, hiç kimse o kadar değersiz değil, kimsenin kalbi o kadar sağlam değil. 
Toplumca sevdiğini söyleyemeyenlere alışkınız da, bazıları da gitmek istediklerini söyleyemezler onun yerine davranışlarıyla sizi üzerek, size birşeyler anlatmayı tercih ederler. Üzmeyin onları, işlerini kolaylaştırın giden siz olun! 
Kırılan kalbinizi tamir etmeye çalışmak, onlara göre değil.
Sizi üzmelerine, daha fazla sizi kullanmalarına, yıpratmalarına izin vermeyin. 
Siz çok daha değerlisiniz, sizin onların dengeli-kararlı insan olması için beklediğiniz zamanınız çok daha değerli!

4 yorum:

  1. Kalbini kiranlarin yani sira sana bu guzel paylasim icin tesekkur etsem, pek begendigimi soylesem mutlu olur musun birazcik? Sevgiyle yasa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim begenmenize sevindim. Aydınlık günlerde mutlu kalmanız dileğiyle

      Sil
  2. tatlim dünden beri seni takip etmek icin tikliyorum ama olmuyor nedense, belki baskalarinada oluyordur haberin olsun :)
    Ayrica cok haklisin bu paylasiminla, zaten seni seven seni arar sorar yanina gelir, digerlerinide zorla tutacak halin yok, kendileri kaybeder :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üye ol linki yanındaki içiçe küçük karelere tıklaman yeterli olacaktır.
      Teşekkürler zaten zorlamak sadece zaman kaybettirir :)

      Sil

Yorum :