Bir insanı işsizlikle ya da yalnızlıkla tehdit ederek yanınıza çekeceğinizi düşünmeniz veya bu ve benzeri sebeplerle kendinizden uzaklaştırmanız kadar saçma birşey olamaz, olmamalı... (Kimseden bir medet ummadığım, zayıf noktamın yalnızlık veya işsizlik olmadığı bilinmeli...)
Birisinin sevgilisi, karısı, yiğeni vs. yakını olmadan iş bulabilmek ne zor zanaat! Resmen elaleme kendimi ispatlama çabasındayım Neden? -Toplumsal/ sosyal/ psikolojik sebepler böyle gerektirdiğinden... Memur anne-baba çocuğunun birşeyler yapma/ becerme/ başarma iç güdüsünden. Esnaf ya da sanaatkar bir aileden olsam, onların bırakacağı/ çekirdekten yetişme bir işim olurdu hem de kendi işim olmasının azmi ve genlerden gelen bir ticaret zekası...
Israrla bunların gözardı edilmesine veya "cesaret edip bir yerden atılmalısın"lara artık sinir oluyorum. Bir sermayen olup olmadığını, işin fizibilitesini kimse sorgulamaz ama resmen cahil cesaretiyle "aç bir yer hoop kendi işin, en rahatı" diyiverirler. Masraflar/ giderler vs.. umurlarında değildir buna artı tökezleyecek olursanız da bu akıl veren akılsızlardan birini bile yanınızda göremezsiniz...
Herkes bir başarı hikayesi yazmanızı ister ya da onların yazdıklarını oynamanızı. Yok abiler/ ablalar/ kardeşler karşıyım birinin yazdığı hikayede başrol oynamaya.
Bir de benim hayatımda son moda; benimle olursan, merak etme sana bir iş ayarlayıverir-izciler var. Dışardan bakınca o kadar mı çaresiz görünüyorum ben? Altı üstü işsizim ve acı gerçek bu ülkedeki tek üniversite mezunu işsiz de ben değilim. Sana eyvallah edip seninle/çocuğunla evleneceğime ya da rica minnet birilerinin bir tarafını öpeceğime işsiz kalır mutsuz olurum daha iyi diğer türlü mutlu olamayacağım da gayet açık sonuçta! (Nihayetinde bana da bu cümleyi kurdurttular ya vallahi bravo)
İzmir'de iş imkanları kısıtlı buna da eyvallah ama herkes de İstanbul'a giderse ne olacak taşı toprağı hala altın zannedilen, İstanbul'un akıbeti ya da herkes garantili meslek abi diyip, memur olursa, ne olur bu memleketin hali?..
Bu ülkede her yıl üniversitelerden milyonlarca genç mezun oluyor ee iş -o yok. Erkekler askerliği kısa zamanlı bir kaçış ya da engel olarak görürken kızlar için bu durum daha felaket tek kaçış evlilikmiş gibi dayatılıyor resmen. Buna rağmen sanki ülke ekonomisi süpermiş gibi, biri de kalkıp ''3te yetmez 5 tane doğurun, yıllarca bu ülke kadınlarını çeşitli doğum kontrol yöntemleriyle kısırlaştırdılar'' diyor ve tabii ki arkasından da ekliyor ''ama herşeyi devletten beklemeyin'' diye.
Oldu paşam, emrin olur başka derdin var mıydı'' diye sorarlar adam olana!
Devletten yardım bekleme, tanıdıklardan bekleme, birinin yiğeni falan da değilsen, hele ki ortaya koyacak bir sermayen de yoksa otur kendi yağında kavrulmaya çabala, özel sektörün kölesi ol, para kazan ama harcamaya vakit bulama ve yaşam standartını minimize et ki, mutlu gibi görünmen kolay olsun...
Velasılı kelam; ben neresindeyim bu düzenin ya da düzensizliğin/ labirentin hangi kolonuna çarpıp duruyorum bilmiyorum. Dışarıdan (bana bakıldığında) davulun sesi hoş geliyorsa; ''gelin de içeri birlikte halay çekelim o zaman anlarsınız halet-i ruhiyemi der'' susarım.......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum :